top of page
Search
Writer's pictureAhmet Sami

Hastane Odasında Kapıya Bakmak

Gassal dizisinin bir sahnesini izlerken, rahmetli babamı düşündüm. Babam diyaliz hastasıydı. Diyaliz seanslarının bitimine yakın, işten erken çıktığım günlerde yanına gider, kafamı kapıdan usulca uzatırdım. Gözleriyle beni gördüğünde yüzüne bir sıcaklık yayılır, ama hemen ardından kendini toparlayarak belli etmemeye çalışırdı. Çıkışta çok halsiz olurdu. Serviste hep elini tutardım; o elleri soğuk, ama içimi ısıtan o elleri...

Dünyanın birçok yerinde diyaliz için farklı yöntemler uygulanıyor, ama babam Türkiye’de yaygın olan klasik metotla tedavi görüyordu. Haftada üç gün, diyaliz merkezine servisle götürülürdü. Bu yolculuk, onun için zor ve yıpratıcı bir rutindi. Bilenler bilir; diyaliz hastalarının çoğu serviste taşınır, ziyaretçi pek olmaz. Sterilizasyon kurallarına aykırıdır. Ama ben yine de gitmek isterdim. İzin verilen son noktaya kadar sokulurdum. Bazen de hemşirelerden rica eder, üzerimi değiştirip diyaliz odasına girerdim. Babamın yanına oturur, ellerini tutar, üşüyen ayaklarını ısıtırdım. Ona orada olduğumu hissettirmek için ne yapabilsem yapardım.

Ama her servisten inip evimizin kapısına geldiğimizde, gözlerini kaçırarak bir şey söylerdi:

“Gelme bir daha, oğlum…”“Gelme bir daha! Hem her zaman gelemezsen üzülürüm, beklerim. Hem de... yapayalnız, kimsesiz hastalar var. Onlar dört saat boyunca gözlerini kapıya dikip duruyorlar. Sen gelince içim içime sığmıyor, seviniyorum. Ama sevincimi göstermekten utanıyorum. Çünkü diğer hastalara üzülüyorum… Onların kimseye nasip olmayan sessiz bekleyişleri içimi acıtıyor. Ne olur, gelme!”

Bu sözler her defasında kalbime bir bıçak gibi saplanırdı. Babam haklıydı. Kimsesiz hastaların gözü hep kapıdaydı. Belki bir mucize olur, biri gelir diye bekliyorlardı. Oysa o kapılar çoğu zaman yalnızca sessizlikle açılır, kapanırdı.

Bugün Gassal dizisinde, parmağı kanadığı için hastaneye neredeyse sülalesiyle gelen birini görünce yine aynı acı hatıralar zihnimde canlandı. Yanı başındaki kimsesiz hastaların yüzleri, çaresizce kapıya bakan gözleri… İçimde, babamın sözleri yankılandı:

“Kimseyi yalnız bırakma…”

Unutmayın, bir hastayı ziyaret ederken yalnızca kendi yakınızla ilgilenmeyin. Eğer mümkünse, bir köşede sessizce bekleyen yalnız bir hastaya da “Nasılsınız?” demeyi ihmal etmeyin.



Allah kimseyi, hasta yatağında, gözlerini kapıya dikmiş halde bekletmesin…

111 views0 comments

Recent Posts

See All

Comments


bottom of page